1985 yılında UNESCO Dünya Mirasları arasına girmiş Göreme Milli Parkı’nın ev sahibi Kapadokya’nın gezilecek yerlerini sayarken yerin altı ve yerin üstü diye ayırsak yeridir. Tek bir yeri, tek bir tarihi değil; onlarca hatta yüzlerce görülesi yeri var Kapadokya’nın. Bu yüzden de her yıl dünyanın her yerinden milyonlarca turist ağırlıyor ve ülke ekonomisine büyük bir katkı sağlıyor.

Bölgenin volkanik tüflü yapısı Kapadokya’nın doğasını şekillendirirken, binlerce yıl birçok medeniyeti de barındırmış. Kapadokya tatilinizde doğal oluşumlar yanında bu medeniyetlerin izlerini de görecek, anlatılan bir masalı dinlerken masalın içine girmiş gibi hissedeceksiniz.

Peribacaları

Kapadokya’yla özdeşleşen dizi dizi güzeller, dik duran siluetler yani peribacaları geliyor ilk önce akla. Bundan milyon yıl önce aktif olan yanardağlardan püsküren lavların vadilerin yamaçlarından akan sular ve rüzgarlarla dansından şekillenmiş peribacalarını en çok Ürgüp ve Avanos vadilerinde göreceksiniz.

peri bacaları

Kapadokya Vadileri

Kapadokya vadilerinden en bilinenlerinin başında Ihlara Vadisi başı çekiyor. 14 km uzunluğu ve 120 metre derinliğiyle adeta gizlenmiş bir cennet olan vadide freskleriyle dünyaya nam salmış birçok kilise, mezar ve kaya oluşumları göreceksiniz. Vadide yürürken ortasından akan Melendiz Çayı da size eşlik edecek.

Çok eski zamanlarda gübrelerinin tarımda kullanıldığı güvercinlerin yaşadığı Güvercinlik Vadisi Kapadokya tatilinizde yürüdüğünüz en güzel vadilerden biri olacak. Kızılçukur’da, Pembe Vadi de güneşin batışını izleyecek, en romantik anlarınızı burada yaşayacak hatta evlenme teklifinizi kim bilir belki de burada yapacaksınız. Kapadokya’nın tüm vadileri adeta bir film platosu gibi renkli görsel bir şölen sunuyor. Her köşesinde ise freskleriyle anlatmaya çalıştığı bir hikayesi olan kiliseler dikiliyor.

Göreme Açık Hava Müzesi

Unesco tarafından dünya mirası kabul edilen Göreme Açık Hava Müzesi tarihte Hristiyanlığın ilk yayıldığı ve manastır yaşamının ilk başladığı yer olarak biliniyor. Tümüyle kayalık olan bölgenin içinde 11 tane kilise ve yemekhane binası gezilebiliyor, bunun dışında 18 kilisede ziyarete kapalı bulunuyor. Müzenin olduğu vadinin hikayesi M. S. 4. Yüzyılda başlamış. Kapadokya’nın en önemli noktalarından Göreme Açık Hava Müzesi’ni tam anlamıyla gezmek için 1 gününüzü ayırmanızı öneriyoruz. Müze, Nevşehir merkezine 13 km, Göreme’ye 2 km uzaklıkta.

Yeraltı Şehirleri

Kapadokya’da bulunan 36 yeraltı şehrinin hepsi derin sırlar saklasa da, Kapadokya’da kaldığınız süre içinde gezebileceğiniz öncelikli yeraltı şehirlerinin başında Derinkuyu Yeraltı Şehri geliyor. Görünce ‘UFO’lar mı yaptı acaba’ dedirten bu en büyük yeraltı şehrin sırları henüz çözülebilmiş değil. Bizans döneminde yoğun olarak kullanıldığı, zamanında 50.000 insanı aynı anda barındırdığı düşünülüyor. 8 katı ziyarete açık olan bu yeraltı şehrinin keşfedilmemiş daha alt katları da bulunuyor. Günümüz metrolarını andıran tünelleri ve havalandırma sistemine siz de şaşıracaksınız.

Kapadokya’da henüz keşfedilmemiş yeraltı şehirlerinin de olduğu tahmin ediliyor. Derinkuyu dışında Özkonak, Kaymaklı, Mazı, Özlüce ve Tatların yeraltı şehirleri de görülmeye değer.

Ürgüp

Kapadokya’nın dünyada en bilinen bölgelerinden olan Ürgüp bu yüzden en kalabalık noktalardan biri. Gece hayatı ve eğlencenin en bol olduğu ilçede tarihi dillendiren yöreye özgü evler, kiliseler camiler ve mezarlar göreceksiniz. Temenni Tepesi’nde dilek dileyip, Ürgüp’ü seyredebilir, Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesini gezebilirsiniz. Civarında ise peribacalarının gövde gösterisi yaptığı vadiler, köyler kasabalar bulunuyor. Mustafapaşa bu kasabalardan biri ve tarihi zenginliği oldukça fazla. Konaklama açısından birçok alternatif de sunan Ürgüp Kapadokya’nın gezmeden geçilmeyecek yerlerinden.

Ortahisar Kalesi, Ürgüp ilçesine bağlı Ortahisar’ın en yüksek noktası. Çok eski dönemlerde kale olarak kullanılan bu kayanın üzerinden Kapadokya’yı ve Erciyes dağını tüm ihtişamıyla izleyebiliyorsunuz.

Avanos

Çanak çömlek yapımının doğduğu, toprağın sanata dönüştüğü yer olan Avanos’da turizmin bel kemiği olan Kapadokya tatil noktalarından biri. Kapadokya’nın en ilginç peribacalarının ve 15 kilisenin bulunduğu Zelve Vadisi Avanos’a 3 km uzaklıkta. Yine Zelve yolu üzerinde Aziz Simon’un 15 yıl dünyayla ilişiğinin kesildiği vadi olan Keşişler Vadisi de denilen Paşabağ yer alıyor. Vadi Kapadokya’da görebileceğiniz şapkalı peribacalarının en güzel örneklerini sergiliyor.

Tarih görmek ve kiliseleri dolaşmak için en ideal Kapadokya noktalarından biri de Kapadokya’nın en eski yerleşim yeri olan Çavuşin. Avanos’a bağlı olan köy Göreme’ye sadece 2 km uzaklıkta kalıyor. Köyde eski dönemlerden gezilebilecek kiliseler olduğu gibi, Kızılçukur ve Güllüdere vadilerine de girişleri var.  Bu vadiler ise sınırlarındaki 12 kiliseyle tarihe doymanızı sağlıyor.

13.yüzyıl Selçuklu sanatını yansıtan Sarıhan Kervansarayı ise yine Avanos civarında göreceğiniz sanat eserlerinden. Avanos’a yakın ve görülmesi gereken diğer yapılar ise Avanos Belediyesi ve Vatikan’dan gelen bir temsilcinin ibadete açtığı, 2. Yüzyıl yapısı Dereyamanlı Kilisesi, yüzyıllar önce bir kral mezarı olarak yapıldığı düşünülen Çeç Tümülüsü, hazin bir hikayesi olan M.S. 6. Yüzyıla tarihlenen Belha Manastırı ve 13. Yüzyıl Selçuklu sanatını yansıtan Alaattin Camii.